SİNEMA, TEMSİL VE KURAM

DR. EMRE ELMAS

Genel Bilgiler

BAŞLAMA VE BİTİŞ TARİHİ: 14 OCAK 2025

ATÖLYE SÜRESİ: 8 HAFTA

ATÖLYE SAATİ: 20:00- 22:00

BİLGİ İÇİN: cogitoakademi@gmail.com

ATÖLYENİN AMACI VE KAPSAMI

Bu atölyenin öncelikli amacı, katılımcıya sanat ve felsefe kavşağında sinemasal bir tecrübe kazandırmaktır. Katılımcılarını, çekim teknikleri, oyunculuğun sınırları, senaryo yazım teknikleri dışında, filmi salt felsefi bir “nesne” olarak ele almaya davet eden bu atölye hem modern hem postmodern kuramsal tartışma ve kabulleri sinema alanına dahil etme amacındadır. Sinemayı bir temsil biçimi olarak koyutlayan bir kuramsal perspektiften hareket eden bu atölye, sinemayı bir tür göstergeler uzamı olarak kabul etmektedir. Bu kabul, kuşkusuz sinemanın sadece işitsel, görsel veya yazınsal birtakım göstergeleri barındırmadığını, tüm bunlarla birlikte sinemanın ilk elden bunların toplamından fazlası olarak temsil tarihi içerisinde mümtaz bir yeri olduğunu ifade etmektedir. Atölye bu bağlamda katılımcılarını bu temsil tarihiyle buluşturma ve bizatihi katılımcılarına film adına temsil olma hüviyetinin felsefi çıktılarını kazandırma amacı taşımaktadır. Bu türden kuramsal bir perspektif, ikili bir bakış açısını gündeme almaya olanak tanıyarak “bir temsil nedir”, “bir temsil, temsil olarak sinema hakkında bizlere neler söylemektedir”, “sinema nedir”, “sinema, sinema olarak temsil hakkında bizlere neler söylemektedir” gibi sorular sormamızı mümkün kılmaktadır. Bu türden sorular, teorik açıdan interdisipliner bir izlekte karşılıklı bir ilişkiyi zorunlu kılarcasına sinemadan temsile temsilden ise sinemaya doğru giden bir hattın önünü açmaktadır. Bu hat, bu atölyenin katetmeyi hedeflediği bir hat olarak açığa çıkmaktadır.

Daha geniş bir izlekte atölyenin göstermeyi hedeflediği şey, sinemanın nihayetinde kendine özgü bir dil olduğunu ve bir dil olarak da her daim kendisinden fazla bir şey olduğunu ortaya koymaktır. Hem dilin kendine özgü niteliklerini taşıyan hem de bu dilin sınırlarını zorlayan bir sinema imgesi, bu atölyenin merkezi teması olarak kabul edilmelidir. İmgelerin hareketinden, sesin akışından ve zamanın hareketle açığa çıkmasından fazlası olarak sinema, dil felsefesinin, göstergebilimin içine kayıtlanan bir temsil biçimi olarak ön plana çıkmaktadır. Sinema, tüm bunları hem gündelik bir dil gibi hareket eden hem de bu dilden farklı bir şey olarak “oluşan” “sinematik bir dilin” varlığıyla gerçekleştirmektedir. Bu dil ise sinemanın kendisiyle gösterdiği şey arasında seyreden bir ilişki kurmaktadır ve bu ilişki tam da bir tür “farkı” ve “tekrarı” zorunlu kılmasından ötürü sonsuz çoğullukta gerçekleşen bir ilişki biçimi olarak oluşmaktadır. Bu sonsuz çoğullukla “oluşan” ilişkiyi kavramak ise kuşkusuz felsefeden edebiyata, göstergebilimden sanat eleştirisine uzanan bir hat içerisinde kuramsal tartışmalar yürütmeyi zorunlu kılmaktadır. Sinemanın bir bütün olarak ortaya koyduğu üzere bu türden bir sonsuzluğun temel nedeni ne sinema dilinin yetersizliği ne de dil içinde görünen şeyin dile yönelik fazlalığıdır. Görünen ne kadar dile gelirse gelsin, dil içinde ne kadar görünür kılınırsa kılınsın hiçbir zaman dilin içine tam anlamıyla sığamazdır. Görünen şey ile dil birbirlerine indirgenemezdir. O zaman bu indirgenmezlik, oluşan bu ilişkide seyreden çoğulluk, bir izlek olarak atölyenin ortaya koymaya çalıştığı bir diğer amaç olarak durmaktadır.

Bir filmin zanaat formu içinde analiz yapılan, ölçülen, biçilen ve bu sayede tüm biçimi ele geçirilen bir şey olmadığını, tersine bir filmi okunan bir sanat eseri olarak gören bu atölye, filmi sanat eserinin tekilliği bağlamında ele alma hedefindedir. Bu hedefle birlikte bu atölye çağdaş Fransız felsefesinin “söz”, “yazı”, “mevcudiyet”, “olay felsefesi”, “iktidar ilişkileri” ve “söylem” gibi en önemli kuramsal çıktılarını sinemasal bir bağlamda takip etme amacındadır.  Bu kuramsal çıktıların bir getirisi ise eseri, eseri yaratanı ve eseri eser yapan koşulları, çağdaş felsefenin sunduğu kuramsal bir çerçeve içerisinde ele almayı zorunlu kılmaktadır. Bu, çağdaş felsefenin belirli kavramlarıyla sinema sanatının tekilliğini düşünme imkânı sunmaktadır. Bu imkân ise bu atölyenin bir diğer hedefi olarak açığa çıkmaktadır. Bu hedef bağlamında sekiz hafta olarak yürütülecek atölyenin ilk haftası dışında her hafta bir film seçilecek ve yapılacak kuramsal tartışmayla birlikte yedi hafta içerisinde yedi film okuması yapılacaktır. Film okumasının bu atölye kapsamında yapılmasının amacı ise hem sinemanın tekilliğini göstermek hem de okuma ediminin kuramsal olarak nasıl çoğul olduğunu ortaya koymak istememizdir.

İZLENCE

  1. Hafta: Tekhne’nin gösteriminde zanaat ve sanat ayrımı: “Tekrar” ve “Fark” kavramlarının tartışılması.
  2. Hafta: Temsilin uzun tarihi: Mağara resminden hareketli göstergeye giden uzun tarih.

Film: Terrence Malick, “Thin Red Line/Kırmızı İnce Hat” (1998).

  1. Hafta: Batı felsefesinde “söz-yazı” karşıtlığı ve temsilin ontolojik mahiyeti.

Film: Alain Resnais-Robbe-Alain Robbe-Grillet, “L’année Dernière à Marienbad/Geçen Yıl Marienbad’da”, (1961).

  1. Hafta: Temsilin yorumu, yorumun temsili: Bir okuma olarak sinema.

Film: Akira Kurosawa, “Rashomon/Raşomon”, (1950).

  1. Hafta: Temsillerin temsili sinema: Hareket ve zaman.

Béla Tarr-Agnes Hranitzky, “A Torinoi Lo/Torino Atı”, (2011).

  1. Hafta: Film, yönetmen ve sinema: Edebi bir jest olarak sinema ve biçimin içeriği.

Film: Woody Allen, “Melinda and Melinda/Melinda ve Melinda”, (2004).

  1. Hafta: Felsefe, sinema ve hakikat: Bir felsefe metni olarak film ve katmanları.

Film: Lars Von Trier, “Antichrist/Deccal”, (2009).

  1. Hafta: İktidar ilişkileri ve sinema: Ayakkabının içindeki taş.

Film: Yorgos Lanthimos, “Kynodontas/Köpek Dişi”, (2009).

İletişim